‘Midyeci Ahmet’ markasıyla tanınan Ahmet Çiçek ile eski eşi Deniz Çelebi arasında yaşanan dükkan polemiği devam ediyor.
Çiçek, boşanırken ilk açtığı şubesi olan Beşiktaş’taki dükkanını eşine devretti ancak sonrasında bir açıklama yaparak dükkanla bir bağının kalmadığını söylemişti.
Çiçek’in bu açıklamasının ardından eski eş Deniz Çelebi dün sosyal medyadan bir video yayınladı.
“Verdiği şubeyi elimden almaya çalışıyor”
‘Midyeci Ahmet’ olarak bilinen Ahmet Çiçek tarafından mağdur edildiğini söyleyen Çelebi, Beşiktaş şubesinin elinden alınmaya çalışıldığını belirtti.
Deniz Çelebi açıklamasında, “Geldiğimiz noktada bana ve çocuklarıma verdiği şubeyi bugün elimden almaya çalışıyor. Anti propagandasını yapıyor. Çünkü benim bir kadın olarak ayakta durmaya çalışmamı istemiyor. Ben iki çocuğumla mağdur ediliyorum. Çok emeğim var. Markayı ben ayakta tuttum.” dedi.
Yaşanan bu gelişmenin ardından şube kavgasıyla ilgili bu sefer de söz sırası Ahmet Çiçek’e geldi.
Eski eşine cevap verdi: Masayı yumruklayarak ağladı
Eski eşinin açıklamalarından sonra Çiçek de hakkındaki iddialara cevap verdi.
Videoda gözyaşları içinde önceki eşinden olan çocuğunun iki günlükken ölmesinden bahseden Çiçek, masaya yumruk atarak “Mezarı yok çocuğun” diye bağırdı.
Instagram hesabından açıklama yapan Ahmet Çiçek şunları söyledi:
“Bu videoyu yayınladığım için çocuklarım adına çok üzgünüm. Yanlış anlaşılmak benim en son isteyeceğim şeydir. Karşınıza böyle çıktığım için çok üzgünüm. Biz Deniz Hanım’la 4 ay önce boşandık ve bazı kararlar aldık. Deniz Hanım benim ikinci evliliğimdi. İlk evliliğimi bilinçsiz bir şekilde yaptım. Deniz Hanım’la aşık olarak yoklukta evlendik ve birlikte sırt sırta çalıştık. Konuşmalarımda da kendimden çok onu yücelttim. Hiçbir zaman hakkını yemedim. Beşiktaş’taki şubeyi açarken 1 kuruş param yoktu ve onun ailesinden para istedik. 100 dolar bile destek alamadık. Deniz Hanım’ın ailesinden bir konserde ekipman kuracağım için arabasını istedim. ‘Veririm ama sabaha kadar kalmasın. O yüzden veremem’ dediler. Biz de 2-3 motor bulup onlarla gittik. Çalıştık, işler de güzel gitti. Ailesi de bizimle çalışmaya başladı. Ara sıra ailenden birilerinin bizimle çalışmasından korkuyorum demiştim. Denedik ve her şey güzel gitti.”
“Markanın yarısını istiyorum dedi”
“Para kazanmaya başladıktan sonra ailesi ve akrabalarıyla ilgili kulağıma dedikodular gelmeye başladı. Neredeyse bütün sülalesi bizimle çalışıyordu. Pandemide bütün dünya kapatırken biz yatırım yaptık. Sonra çocuklarım ve eşimle Kaş’a tatile gittik. Eşimle çocuklarla alkollü mekâna gitme diyerek bir tartışma yaşadık ben de sesimi yükselttim. Bu tartışma 2-3 sürdü ve ben barışmak isterken o uzatmaya devam edince barışmak istemediğini anladım. Sonra bana ‘ben markanın yarısını istiyorum’ dedi. Ben de evli olduğumuz için zaten her şeyin ortak olduğunu söyledim. Bu arada para ve imza işleri Deniz hanım ve kardeşlerindeydi. Ben sadece kritik yerlerde kararlar veriyordum. Deniz kendini ekonomik olarak rahat hissetsin diye ben ona bir alan sağladım. Hak ediyordu, çok büyük emekleri var.”
“Şirketin yarısını istedi”
“Ben şirketin yarısını isteyince kabul ederek vereceğimi söyledim. Akşamına da bana ‘ben bir şey istemiyorum, sen psikoloğa gidip tedavi ol’ dedi. Bana ‘sen narsistsin’ dedi. Ben de 6-7 seans bir psikologdan yardım aldım. Psikoloğum narsist olmadığıma karar verdi. Bir proje için çalışırken fikir anlaşmazlığı yaşadık ve Deniz ile kardeşleri beni seven, yanımda olan insanları bir bir işten çıkarmaya başladı. Deniz tartışmalarda çığlık atıp, ortalığı dağıtarak ve bayılarak tepki verirdi. Ben çocuklarım için her şeye katlandım.”
“Emek verdiğim yeri neden ailesine vereyim?”
“Boşandıktan sonra işler sözleşmelere geldi. Avukatım sözleşme bir durum fark etti. Çocuklarıma kalması için bıraktığım şirket için satma ve ortak alma hakkı istemiş. Bu arada daireler, yeni alınmış araba… İki gün bile kullanmama izin vermemişti, onu bırakıp araç kiraladım. Küçük bir arabam vardı onu da kızıma vermiştim. Sonra kendime büyük araba aldım. Satılma ve ortak alma isteğini görünce amacın çocuklarıma kalması da değil de daha çok para kazanmak istenmesi olduğunu anladım. Bunları görünce şoke oldum ve önlem almam gerekti. Emek verdiğim yeri neden ailesine vereyim ki? Sahip olduğumuz evi de ikiye bölmüştük kimse satamasın ve çocuklara kalsın diye. Hakları kabul etmediğim için dükkanı devretme işlerinde çatışmaya girdik.”