Macaristan’da düzenlenen Avrupa Şampiyonasında serbest stil 125 kiloda altın madalya kazanan ve 9. Avrupa Şampiyonluğuna imza atan efsane güreşçi Taha Akgül, D-Smart’ın sevilen programı Bol’ca Futbol Özel’e katılarak Emre Bol ve Nergis Aşkın’ın sorularını yanıtladı.
Avrupa Şampiyonaları tarihinde 9’da 9 yaparak kırılması güç bir rekoru elinde tutan milli sporcumuz, bundan sonraki hedefleriyle alakalı önemli açıklamalar yaptı. İşte şampiyonun açıklamalarından öne çıkan satır başları;
Güreşe babam sayesinde başladım. Sivas’ta ağabeyimle evde güreşirdik. Babam da iyi bir güreşçiydi. Gençlik döneminde yıldızlar kategorisinde ya da minikler kategorisinde madalya almak nasip olmadı. Üniversiteyi kazanınca güreşi bıraktım, 2 sene güreşten uzak kaldım. Üniversite hayatında da başarılıydım ve o dönem İzmir’de tekrar güreşe başladım. Maddi anlamda bana katkısı olsun diye burs almak amacıyla güreşe başladım. Orada hocalarım sayesinde tekrar özgüvenimi yakaladım. Ankara’da Türkiye’de 3. oldum ve insanların dikkatini çektim. 3 yıl aradan sonra orada madalya almak benim hayatımı değiştirdi. Eğitim ile birlikte güreşi birlikte götürmeye çalıştım ama kamplardan artık okula vakit kalmıyordu. Sürekli çalışıyordum ve bana güvenenler giderek artıyordu. Şampiyonlara giden büyük abilerim yanında beni de yazıyorlardı. Çok şükür kimseyi utandırmadım ve bana güvenenleri mahcup etmedim. Üzerine koya koya ilerledim. 9 Avrupa Şampiyonluğu, Olimpiyat Şampiyonluğu ve Dünya Şampiyonluğu derken bu başarılar çok çalışarak geldi. Umarım jenerasyon sıkıntısı yaşamayız. Rıza Kayaalp’de grekoromende rekortmen. Serbest ve grekoromen stilde çok başarılıyız.
Türkiye 3. Olduğumda ve ilk maaş bağlandığında, milli takıma seçildiğimde ailem ve özellikle babam çok mutlu oldu. Babam ilk yurtdışına çıktığında olimpiyat şampiyonu oldum ve minderde birlikte kutladık. Bu herkese nasip olacak bir şey değil.
12 yıldır Abdullah Hoca ile birlikteyiz, çok iyi tesislerde çalışıyoruz. Sadece güreş değil her anlamda beni eğiten 7/24 birlikte olduğum kişi. Üzerimde emeği olan çok hocam var, elimden tutan o kadar çok kişi oldu ki, hepsine tek tek teşekkür ediyorum.
Las Vegas’ta tüm rakiplerimi 10-0 yenerek Dünya Şampiyonu oldum ve bu büyük ses getirdi. Müsabakadan sonra gelip beni incelemek istediler. Bir ağır sıklet nasıl bu kadar hızlı olur diye merak ettiler. Ben de tabii incelikleri göstermemek adına kabul etmedim. 2-3 maçta ayak kilit tekniği ile çok çabuk galibiyetler aldım. En çok onu merak ettiler. Biraz güreş tarzını da değiştirdim. Taha Akgül Kilidi diye bir teknik girdi spora.
İlgi alanları artık çok değişiyor o yüzden güreş eskisi kadar popüler değil. Bu başarıyı Amerika’da kazansaydım daha farklı yerlerde olabilirdim çünkü şu anda hiç elde edilmemiş başarılar ve rekorlar geliyor. Başarılı olduğunda burada 10 gün konuşuluyor sonra unutuluyor.
Futbol, basketbol dışındaki sporlar sanki ülkede zaman kaybıymış gibi görülüyor, ailelerde böyle bir algı var. Biz bunu yıkmaya çalışıyoruz. Maddi ve manevi anlamda çok şey kazandık, devletimiz ve tabii ki milletimiz bu anlamda bize büyük imkanlar sağlıyor. Aileler bilinçlendikçe güreşe ve diğer amatör sporlara ilgi artacaktır.
Ağır antrenman yaptığımız için biraz daha fazla yemek yiyoruz. Yağlı güreşçiler daha da fazla yiyor ve sürekli seyahat halindeler. Normalde antrenman yapacak rakip konusunda problem yaşamamam lazım ama benim fiziğime uygun rakipler genelde yağlı güreşle ilgilenen sporcular. Onlar genelde minder güreşini tercih etmiyorlar ama bazen benim yanıma geldiklerinde iyi antrenman yapıyoruz
Güreşçi olmasaydım yine sporun içerisinde olurdum. Futbolcu olabilirdim, Almanya’da amatör takımda oynadım hala da gidip oynuyorum bazen. Stoper oynuyorum ama ofsayt konusunda bazen problem yaşayabiliyorum. Bazen futbol oynarken sertlik yapabiliyorum. Bir kere penaltı yaptırdım, çok kötü bir duyguymuş.
Mindere duamı edip çıkıyorum, herhangi bir rutinim yoktur. Maçtan önce rakibin haline bakıp o maçı kazanabileceğimi hissediyorum.
En ciddi rakibim Gürcü Petriashvili. 1 saniyeyle olimpiyat şampiyonluğunu kaçırdım. Ama bu Avrupa Şampiyonasında onu yenerek şampiyon oldum. Gürcü sporcuda hızlı, seri ve benim tarzımı uyguluyor. 2 kere dünya şampiyonluğunu son saniyelerde kaybettim. 4 dünya şampiyonluğum olabilirdi şu anda.
Rıza Kayaalp ile zaman zaman güreşiyoruz. Onun üstü çok kuvvetli, ben de çok seriyim. Kafa kafaya geçiyor maçlarımız. Kendisini çok severim, kardeşim gibi. Gurur duyuyorum kendisiyle ve birbirimize saygı duyuyoruz. Yine birlikte kampa gideceğiz ve çalışacağız.
2024 benim için final olacak. Bir şekilde yine güreşip madalya alırım ama 2’incilik ve 3’üncülük benim için başarı değil. Şampiyona da yeri geldiğinde bırakmak yakışır. 9’da 9 Avrupa Şampiyonluğu kolay elde edilecek bir şey değil. Bunun için çok fedakarlık yaptık. İnanın kolay bir iş değil.
Başka bir ülke adına kesinlikle güreşmem. Bunu bildikleri için teklif bile edemezler. Bu ülkeye vefa borcumuz var ve bunu ödüyoruz. Güreşmeyi bırakınca yine sporun içinde kalacağım. Yüksek lisans eğitimini de almış biri olarak yine hizmete devam etmek istiyorum. Hem okullu hem de alaylı olarak tecrübelerimi aktarmak istiyorum genç arkadaşlarımıza.
İyi bir jenerasyon var, gençlerimiz geliyor. Tarihi rekorlar belki biraz zaman alabilir ama başarılı olacağımıza inanıyorum.
İyi bir futbol izleyicisiyim. Fanatik bir Sivassporluyum. 1-0 kazandığımız maçta nerdeyse donuyordum biraz daha kalsaydım parmaklarım donacaktı.
Kadıköy’de seyirci avantajıyla Fenerbahçe favori gibi görünüyor. İki takım da çok kaliteli ama son haftalarda Fenerbahçe daha derli toplu görünüyor. Torrent gibi hocalara biraz zaman verilmesi gerekiyor çünkü bunlar sistem hocaları. Zaman verilirse başarılı olurlar. İki Barcelona maçını da izledim, Galatasaray çok iyi mücadele etti. Barcelona, Galatasaray maçında sonra Real Madrid’e deplasmanda 4 attı. Pedri, çok kaliteli ve beğendiğim bir oyuncu. Sivasspor maddi anlamda çok iyi yönetiliyor ve sahada da başarılı. Ligin en iyi oyuncusunu Trabzonspor’dan seçerim. Hamsik’i çok beğeniyorum, Nwakaeme’yi de çok beğeniyorum. İkisinden birini seçerdim herhalde. Hamsik bir adım önde.
Futbol milli takımımızda birliktelik yok gibi duruyor. Spontane oynuyoruz gibi geliyor. Bir bakıyorsunuz Fransa’yı, Hollanda’yı yeniyoruz sonra gidip çok kötü oynayıp Galler’e yeniliyoruz. İstikrarımız yok.
Tüm sporlarda mücadele eden kazanır. İşin püf noktası bu. İştahlı olmak lazım, koşmak, mücadele etmek lazım.
Arda Güler’e maşallah diyorum, umarım çok iyi yerlere gelir.
Beşiktaş’ın kadrosu çok iyi, ama bekleneni veremedi. Trabzonspor maçında Beşiktaş’ı beğendim, yeni hocaları da kenarda bence iyi bir görüntü verdi. Ülkemizde futbolun gelişmesi için yurt dışından da faydalanmak gerekiyor. 3-4-3 sistemini Trabzonspor’a karşı çok iyi buldum. Bakalım devamı gelecek mi?
Almanya’da amatör bir güreş maçını izlemeye 2.000 kişi geliyor, gerçekten çok şaşırtıcı bir ilgi var. Biz de futbol maçına o kadar kişi gelmiyor. Spor kültürü anlamında bizim de o seviyeye gelmemiz lazım.
Altın madalyayı kazanıp, 1’incilik kürsüsünde İstiklal Marşımızı çaldırmak inanılmaz bir duygu. Bunun tarifi yok.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı