Ormanların önemine yönelik farkındalık yaratmak amacıyla her yıl tüm dünyada 21 Mart’ta kutlanan “Dünya Orman Günü”nde 50 kurum ormanların koşulsuz korunması için çağrıda bulunuyor. Geçen yaz yaşanan orman yangınlarından beri ormanların korunmasına dair kayda değer bir adım atılmaması, doğa koruma kuruluşlarını endişelendiriyor. Orman alanlarının orman dışına çıkarılmasına izin veren maddelerin değiştirilmesi talebiyle 50 kurum tarafından Change.org Türkiye’de başlatılan ve 45 binden fazla imzaya ulaşan kampanyanın imzacıları Dünya Orman Günü’nde de taleplerini yineliyor: “Ormanlardan Elini Çek!”
İmza kampanyasına buradan ulaşabilirsiniz: change.org/OrmanlardanEliniCek
Karaların üçte birini kaplayan ve karadaki türlerin yarısından fazlasını barından ormanlar dünyanın en değerli ekosistemlerinden. Fakat gezegenimizin akciğeri olan ve iklim krizi ile mücadelede karbon yutağı olarak büyük öneme sahip ormanlarımız sistematik olarak ranta, iklim krizine, yapılaşmaya ve madenlere feda ediliyor. Çok zengin bir biyoçeşitliliğe ev sahipliği yapan ormanlar kereste ve odun kaynağı olarak görülüyor. Ülkemizde Kuzey Ormanları rantlar ve projeler uğruna talan ediliyor, Akdeniz Ormanları ise yangın ve iklim krizi tehdidiyle karşı karşıya. Hem kültürel hem de tarımsal öneme sahip arıcılık küresel ısınma ve madencilik yüzünden tehlike altında. Bilim insanları iklim krizi ile mücadele ve ekosistemlerin kendilerini yenileyebilmeleri için en geç 2030’a kadar orman alanlarımızın en az 30’unun koşulsuz koruma altına alınması gerektiğini söyledikleri halde Türkiye 26. Taraflar Konferansı’nda ormanların korunmasına yönelik verilen taahhütleri yerine getirmiyor.
İklim krizinin etkileri Türkiye’de artık derinden hissediliyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin son raporuna göre Türkiye aşırı hava olaylarına karşı Avrupa’nın en kırılgan ülkesi. Özellikle 2021’in yaz aylarında Türkiye’nin güneyinde 28 Temmuz-12 Ağustos arasında 124 bin hektarlık –yaklaşık 174 bin futbol sahasına denk– orman alanının yangınlar sebebiyle kaybedilmesinin ardından bilim insanları iklim ve biyoçeşitlilik kriziyle mücadelede ormanların önemini vurguluyor ve buna yönelik acil adımlar atılması gerektiğini dile getiriyorlar. Buna karşın Türkiye’nin iklim politikaları ormanları kapsamıyor, orman yangınları için herhangi bir acil eylem planı sunulmuş değil.
Kampanyayı başlatan kurumlardan birkaçı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü’ne bilgi edinme başvurusunda bulunarak ormanlar yangınlarına karşı eylem planı hazırlanıp hazırlanmadığı hakkında sorular sordu.
Mevcut Orman Kanunu’nun ormanları korumadığını, her yıl yok edilen orman alanlarının yanan alanlardan daha fazla olduğunu belirten imzacı kurumlar 21 Mart Dünya Orman Günü’nde de Orman Kanunu’nun ilgili maddelerinin ormanları koşulsuz koruma altına alacak şekilde düzenlenmesini, korunan orman alanı miktarının 30’a çıkarılmasını ve ormanlardan yapılan aşırı odun üretimine son verilmesini talep ediyorlar.
Görüşler:
Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç: “Ormanlar kereste üretim alanı değildir. İklimden biyolojik çeşitliliğe, ormancılık kültüründen toprak üretimine pek çok alanda öneme sahip bir ekosistemdir. Ormanları ekosistem bütünlüğü korunacak şekilde muhafaza etmek ilk önceliğimiz olmalı. Yanan bir ormanı sürüp tek tip ağaçlarla bir tarlaya dönüştürmek, ormanları madenlere feda etmek gibi yanlış kararlara neden olan politikalar bir an önce değişmeli.”
Greenpeace Biyoçeşitlilik Projeler Lideri Nihan Temiz Ataş: “Sene başında orman alanları dışına çıkartılan orman alanları düzenlemesi kararı ormanın ne büyük bir ekosistem olduğunu göz ardı edip ormanın sadece ağaç varsa orman olduğunu ileri sürüyor. Türkiye’nin imzacı olduğu uluslararası taahhüte uygun politikalar geliştirmesi gerekliliği ortada iken halihazırda alınmış kararları da sorgulaması zaruri.”
Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Süheyla Doğan: “Anadolu’nun ormanları sistematik bir yıkım ile karşı karşıya: Kuzey Ormanları başta olmak üzere orman alanları rant, yapılaşma, madencilik tehdidiyle karşı karşıya; Akdeniz Ormanları ise ayrıca iklim krizi kaynaklı felaketler nedeniyle yok oluyor. Sayıştay kurumu yaptığı denetimlerde, orman bütünlüğünün bozulduğuna dikkat çekiyor. Dünya Orman Günü’nde ormanların kereste ve odun kaynağı olmadığını, korunması gereken değerli ekosistemler olduğunu yeniden hatırlatmak istiyoruz. 50 kuruluş, Orman Kanunu’nun 16, 17. ve 18. maddelerinin yeniden düzenlenmesini istiyor. Çünkü, ormanlar orman olarak kalmalı! Orman Kanunu ormanları korumalı.”
İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay: “Net sıfır karbon emisyon hedefinin yakalanması için ormanlara muhtaç olduğumuzun farkında dahi değiliz. 2018 yılı ve sonrasında ormanlardan yapılan aşırı odun üretimi nedeniyle ormanlarımızın atmosferden aldığı yıllık CO2 miktarı 100 milyon tondan 84 milyon tona geriledi. 2021 yılındaki yangınlar da dikkate alındığında bu miktar daha da azalacak. Ormanlar aynı zamanda erozyon ve selleri önleme, su ve oksijen üretimi, iklim düzenleme gibi ekosistem hizmetleri üretmekte. Ancak yarısı son 10 yılda olmak üzere toplamda 750 bin ha’ı aşan ormanlardan verilen izinler bu ekosistem hizmetlerine zarar vermekte, giderek şiddetlenen aşırı hava olaylarının etkisinin artmasına neden olmakta. İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında hem azaltım hem de uyum açısından ormanlar insanlığın elindeki son kaleyken bedava arazi ve ucuz odun hammaddesi kaynağı olarak görülmeye devam ediliyor. Orman alanlarımızı çok fazla arttırma olanağımız yok. Bu nedenle var olan doğal ormanları korumalı, ormancılık dışı uygulamalara izin vermemeli ve ormanları sürdürülebilir olarak yönetmeliyiz.”
Yangınlardan itibaren Türkiye’de orman alanlarına ne oldu?
28 Temmuz – 12 Ağustos 2021: Muğla ve Antalya’da 124 bin hektar orman yangınlar sebebiyle kül oldu.
6 Ekim 2021: Türkiye Paris Anlaşması’nı TBMM’de onayladı.
2 Kasım 2021: Türkiye Taraflar Konferansı’nda (COP26) 100’den fazla lider ile birlikte “Ormanlar ve Arazi Kullanımına İlişkin Liderler Bildirgesi”ni imzalayarak 2030’a kadar orman kaybını ve arazi bozulmasını durdurmayı ve bu durumu tersine çevirmeyi taahhüt etti.
30 Kasım 2021: Ormanlardan verilebilecek izinleri düzenleyen Orman Kanununun 17 nci Maddesinin Üçüncü Fıkrasının Uygulanması Hakkında Yönetmelik yeni izin türleri eklenerek güncellendi.
29 Aralık 2021: Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy Uludağ Milli Parkının statüsünün değiştirilerek Alan Başkanlığı kurulacağını açıkladı.
5 ve 7 Ocak 2022: Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla Kastamonu, Manisa, Ankara ve Mersin’de yaklaşık bir milyon metrekarelik alan orman statüsü dışına çıkarıldı.
28 Ocak 2022: Bolu Köroğlu Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi (KTKGB) Destinasyon Geliştirme Planı, 1/25000 Ölçekli Arazi Kullanımına Esas Jeolojik Jeoteknik Etüt Raporu, 1/25000 Ölçekli Nazım İmar Planı Hizmet Alımı İşi Bolu Özel İdaresi tarafından ihaleye çıkarıldı. 38.348 ha kadar olan alanın 10 bin hektarı orman alanlarından oluşmakta.
21-25 Şubat 2022: Türkiye’nin iklim politikaları belirlenmek üzere Konya’da İklim Şurası düzenlendi. Şura kararlarından ormanların korunmasına yönelik bir madde çıkmadı.
1 Mart 2022: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Maden Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklikle zeytinlik alanlar madencilik faaliyetine açıldı.
5 Mart 2022: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yönetmelik değişikliği ile sit alanlarında “kamu menfaati” gerekçe gösterilerek atıksu, içme suyu, doğal gaz ve elektrik hatları yapımına izin verdi.
21 Mart 2021: Kampanyayı başlatan kurumlardan birkaçı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulunarak, orman yangınlarına karşı yeterli bütçe, insan kaynağı, orman yangınlarına erken müdahalede gözetleme kuleleri, yangın söndürme ekipmanı, tahliye planı, arıcılık gibi faaliyetlerin zarar görmesi nedeniyle tazmin mekanizmaları ve tedbirler gibi Akdeniz ormanlarının yangınlardan korunması için eylem planı hazırlanıp hazırlanmadığını sordu.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı